- Paşa hazretleri hem 10 temmuzun, hem 1
teşrinisaninin (kasımın) muvaffak bir kumandanıdırlar. İki inkılâp arasındaki
farkı, lisan-ı devletlerinden işitmek isteriz.
''- Bu iki inkılâp arasındaki fark, tarif
olunamayacak derecede büyüktür zannederim. Birincisi, milletin tabiaten aradığı
havay-ı hürriyeti teneffüs ettiğini zannettiren bir harekettir; fakat ikincisi
milletin hürriyet ve hâkimiyetini fiilen ve hâdiseten tespit ve ilân eden bir
inkılâbı mesuttur ve şüphe yok, yalnız Türkiye'de değil, bütün cihanda nazar-ı
ehemmiyete alınmaya lâyık bir teceddüttür (yeniliktir).
- Bazıları iki inkılâbın tazammun ettiği
(içerdiği) şekl-i idare arasında bir fark olmadığına kani görünüyorlar. Meselâ:
''Meşrutiyette gayri mes'ul bir mevkide tutulan hükümdar vâkıa kendiliğinden bir
başvekil nasbeder (atama yapar) görünmektedir; fakat bir tecrübe devresinden
sonra bu başvekili itimatla yerinde tutup tutmamak yine Millet Meclisi'nin
elindedir ve bütün icra işlerinde sadrazamın imzası olmadan hükümdarın imzası
bir kıymet ifade etmez. Şu halde bugünkü icra vekilleri heyeti, dünkü heyeti
vükelâ ile karşılaştırırsak, iki şekli idarede büyük bir fark görmemek lâzım
gelir'' diyorlar.
''- 10 Temmuz inkılâbı bir hükümdarı
müstebitle millet arasında en nihayet kuyut ve şurut ile muvazene arayan bir
zihniyeti istihsale mâtuf idi. Halbuki son inkılâp, usul-i meşrutiyeti dahi
hürriyet ve istikbâl-i millet için kâfi göremez ve bilâkaydü şart hâkimiyeti,
milletin uhdesinde tutan esaslı bir umdeye istinat eder (ilkeye dayanır). Bu
umdenin taallûk ettiği şekil, hiçbir vakitte eski eşkâl (biçim) ile mukayese
kabul edemez. Bugün Türkiye devleti doğrudan doğruya bir Meclis, bir şûra
hükûmeti ile idare olunur ve ilelebet böyle idare olunacaktır. Türkiye
Devleti'nin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'nin mahiyet-i asliyesini
anlayabilmek için, Teşkilâtı Esasiye'sini dikkatle mütalâa etmek lâzımdır. Bu
hususta benim tarafından verilen bir nutku gözden geçirmek de muvafık (uygun)
olur.''
- Teşkilâtı Esasiye kanunumuzun mütalâası
bazılarınca bir noktadan, bir madde ilâvesine ihtiyaç hissettirdiği kanaatini
hissettirmiş; Meclisin iki seneden ibaret eden müddet-i içtimaı bitmeden Meclis
haricindeki efrad-ı milletin ârâsını (oylarını) yoklamak lüzumu hâsıl olsa
icrasına nasıl imkân verilebilecektir!
''- Bunun için bir madde ilâvesine lüzum
yoktur. Vaziyeti hakikiye muvacehesinde Meclis buna dair usûlü dairesinde bir
karar ittihaz edecek mevkidedir.
- Paşa Hazretleri sulh müzakeresinde
bulunuyoruz. Bugünkü Meclis, müddeti içtimaını, gaye-i millinin tahakkuku ile
takyid (bağlamış) ve tahdit etmiştir. Meclis, heyeti vekileyi sulh muahedesinin
imzasına mezun kılmak gibi bir karar itihas edince kendisi gaye-i milliye vasıl
olmuş sayılabilecek midir?
''- Şüphesiz şayan-ı kabul göreceği sulh
şeraitini tasdik ettiği gün, hikmet-i mevcudiyeti olan vezaif-i milliyeyi ikmal
etmiş olacaktır ve Teşkilâtı Esasiye kanununda musarrah olduğu üzere iki sene
devam etmek üzere yeni intihabat icra olunacaktır.''
- Paşa hazretleri memleketimizin her
noktasını tanımış, ihtiyacına nüfuz ve vukufunu da muvaffakıyetleriyle ispat
etmiştir. Bilhassa istilâdan kurtarılan yerleri nazarı dikkate alarak, eğer
faaliyet-i milliyeyi bir sıra numarası altına almak icap etes, en başa hangi
nevi icraat geçireceklerdir.
''- Buna dair badessulh (barıştan sonra)
ilân edeceğim programda izahat-ı kâfiye göreceksiniz.
(Paşa hazretlerini programın esasları
hakkında söyletmek mümkün olmadı ve ikinci bir mülâkat bu ketm ve imsakin
sebebinden bir haber verdi. Dün bütün milli emeller bir ''misak'' üzerinde
toplanarak müdafaa yolunda memlekete nasıl bir istinat noktası bulunmuş ve
muvaffak olunmuşsa, Paşa hazretleri yarın da milli tekâmül için öyle bir istinat
noktasını tâyin ederken, kendi tâbirleriyle, memleketin münevverlerini ''tahriri
bir kongre''ye iştirâk ettirmeyi tasmim etmişlerdir (tasarlamışlardır). O
cevaplar gelip toplandıktan sonra müntahap (seçilmiş), heyetin yardımıyla
bunları gözden geçirecekler ve bütün halk kütlesini birden kaldıracak bir idare
manivelâsını o zaman harekete getireceklerdir.)
(Vakit'den: 12 Kanunuevvel (Aralık) 1922,
Nu: 1796)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder