Ankara, 20 (A.A.) - 1935
- Harp çıktığı takdirde Amerika, bitaraflık siyasetini muhafaza
edebilir mi!
''- İmkânı yok, Eğer harp çıkarsa, Amerika'nın milletler camiasında
işgal ettiği yüksek mevki her halde müteessir olacaktır. Coğrafi vaziyetleri ne
olursa olsun milletler birbirine bir çok rabıtalarla bağlıdırlar.
Bundan başka, Amerika büyük ve kuvvetli, ve dünyanın her yerinde
alâkası olan bir devlet olduğundan kendisinin siyaset ve iktisadiyat cihetinden
ikinci derecede bir mevkie düşmesine aslâ müsaade edemez.''
- Milletler Cemiyeti'nin, sulhun muhafazası için müessir bir vasıta
olduğunu zannediyor musunuz?
''- Milletler Cemiyeti, henüz kat'î ve müessir bir vasıta olduğunu
ispat etmemiştir. Diğer taraftan Milletler Cemiyeti bugün, bütün milletlerin,
müşterek gayenin tahakkuku için çalışabilecekleri yegâne teşkilâttır.
Şuna da kaaniim ki, eğer devamlı sulh isteniyorsa kütlelerin
vaiyetlerini iyileştirecek beynelmilel tedbirler alınmalıdır. İnsanlığın heyet-i
umumiyesinin refahı açık ve tazyikın yerine geçmelidir.
Dünya vatandaşları, haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde
terbiye edilmelidir.''
- Türkiye'de Bolşevikliğin yayılmasından korkuyor musunuz?
''- Türkiye'de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk hükûmetinin ilk
gayesi, halka hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kadar, sivil
halkımıza da iyi bakmaktır.''
- Niye diktatör diye çağrılmaktan hoşlanmıyorsunuz?
''- Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet bu
doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü ben zoraki
ve insafsızca hareket etmek bilmem. Bence diktatör, diğerlerini iradesine
râmedendir. Ben kalbleri kırarak değil, kalbleri kazanarak hükmetmek
isterim.''
- Mes'ut musunuz?
''- Evet, çünkü muvaffak oldum.''
(Cumhuriyet'ten: 21 Haziran 1935)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder