28 Ekim 2017 Cumartesi

MUSTAFA KEMAL'E SUİKAST TEŞEBBÜSLERİ

Gazi Mustafa Kemal, başından geçen suikast teşebbüslerini şöyle hikaye etti:"İttihat ve Terakki Cemiyetinin bazı müfritleri (aşırılan) bana üç defa suikast tertip ettiler. Müteşebbislerden birisi Abdülkadir'dir. Bu adam bir gece beni Selanik'te Beyazkule civarından takibe başlayarak tam evimin önüne kadar bana hissettirmeyerek geldi. Evin kapısına yanaştığım zaman, Islahhane mektebinin duvarındaki bir siyah gölgeden şüphelendim. Elimdeki bastonla pencereye vurmak suretiyle ev halkını acele haberdar etmeye çalışırken, gölgenin ilerlediğini görünce, silaha sarıldım ve üç el ateş ettim. Hain, Ahmet Subaşı mahallesi istikametine (yönüne) doğru kaçtı ve karanlıkta bu adamın çizmelerinden ve gölgesinin umumi (genel) şeklinden kim olduğunu seçtim."

Yine Gazi anlatıyor:
"Merkezi Umumi artık İstanbul'dadır. Cemiyetle aramızdaki görüş ihtilafı had derecededir. Birinci teşebbüs neticesiz kalınca, bu cinayete ikinci defa yine aynı adam memur edildi. Ve - H - Bey yardımcı olarak bu fiile iştirak ettirildi. Bir yaz akşamı idi. Selanik'te Yonyo birahanesinde oturuyordum. (H .. ) Bey yanıma geldi, oturdu. İstanbul'dan bilhassa benimle götilşmek için geldiğini söyledi. Uzun uzadıya düşündükten sonra, Merkezi Umuminin (Genel Merkezin) yanlış görüşleri yüzünden memleketin zarar göreceğine inandığını ve benim görüşlerime hak vererek birçok meselelerde noktai nazarımı kabul ettiğini ifade ettikten sonra, eğer muvafakat edersem, Merkezi Umumiye (Genel Merkeze) karşı benimle iş birliği yapmaya hazır olduğunu ilave etti. Yalnız, çok mühim saydığı bir iki meselede aydınlanmak istediğini ve acele işleri dolayısıyla uzunca kalamayacağından ertesi akşam aynı mahalde ve bu saatte birleşmemizi rica etti. Arzusunu kabul ettim. Ayrıldık. Ertesi akşam, randevu saatinde Yonyo'ya geldim. (H) Bey, benden evvel gelmiş ve bir masa işgal etmişti. Karşısındaki sandalyeyi işaretle bana yer gösterdi. Oturdum. Arkam caddeye müteveccih (yönelik) idi. Hararetli hararetli konuşuyorduk. Bir ara muhatabımın kaş ve gözle işaretler verdiğini gördüm ve şüphelenerek başımı çevirdim. Birden, camlı kapının tokmağını eline almış, içeriye girer vaziyette, Abdülkadir'le karşılaştım. Süratle döndüm.

İki hainin arasında kalmamak için biraz yana çekildim ve cebimdeki silahı ateşe hazır surette çevirdim. Abdülkadir' in bir ayağı gazinoda, diğer
ayağı dışarıdaydı. Süratle çıktı ve Sabri Paşa caddesi istikametine doğru yürüdü. (H) Bey de ayağa kalkmıştı.
- Ben "Samim" değilim. Gözünü aç ve dikkat et! Diyerek hakaretle kendisine gazinonun kapısını gösterdim. Telaşa mahal (yer) olmadığını, haksız
olarak endişe ettiğimi söylemek istedi. Artık kendisini dinleyemezdim, tekrar kapıyı gösterdim. Onun da bir eli cebinde idi. Çıktı ve arkasına bir iki defa bakarak uzaklaştı. Ben de gazinoyu terk ettim ve üçüncü bir teşebbüse karşı daha tedbirli davranmaya karar verdim."


Gazi Mustafa Kemal devam etti:"Bir gün Mustafa Necip, Selanik' te, dairede odamın kapısını vurmadan açarak içeri girdi ve kapıyı tutar gibi vaziyet aldı. Menhus (uğursuz) teşebbüsler yüzünden daima tedbirli ve tetik hareket ediyordum. Masa üzerindeki küçük evrak sepeti içinde hususi bir örtü altında bulundurduğum revolveri derhal ateşe müheyya (hazır) bir süratle çevirince, Mustafa Necip hayretle:
- Bravo Mustafa Kemal! Bu kadar hazır ve tedbirlisin! Dedi ve gülerek karşıma oturdu.

Şöyle konuştu:
- Üçüncü bir suikast teşebbüsüne girişileceğini ve süratle tatbik olunacağını duydum ve bu menhus (uğursuz) fiile talip oldum. Suikasdi bir müddet tehir etmek (ertelemek) ve seni haberdar ederek tedbirli bulunmanı temin etmek için bu işi deruhte ettim (üzerime aldım), dedi.
Mustafa Necip, beni hakikaten severdi ve sayardı.
Kendisine karşı tam itimadım vardı. İşte üçüncü teşebbüs de bu suretle akim (sonuçsuz) kaldı."

Asaf İLBAY 3

3 - "Atatürk'ün Hususi Hayatı", Tan Gazetesi, Yıl: 1 , Sayı: 1 84, 20 Haziran 1949, s. 2.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder