Atatürk bu engin insanlık duygusu ile milletlerin istiklali prensibine olan gönülden saygı ve bağlılığını İzmir'e girdiği sırada da göstermişti... O’na İzmir’de Karşıyaka’da bir ev hazırlanmıştı ki, bu evde işgal esnasında Yunan Kralı Konstantin'de kalmıştı... Evin sahibinin oğlu ile hazırlıkta çalışanların bazı yakın akrabası Yunanistan'da esir bulunuyorlardı; işgal esnasında, bütün Türkler gibi çok ızdırap çekmişlerdi; içlerinden yaralıydılar ve Yunanlılardan öç almak ateşiyle yanıp tutuşuyorlardı. Bu duyguların etkisi altında evin dış merdiveninin üzerine, muzaffer başkomutanının basıp geçmesi için, ipek bir düşman bayrağı sermişlerdi...
Atatürk yere serili bayrağın önünde durmuştu; etrafında bulunan kadın-erkek İzmir'liler, kendisini içeriye girmeye davet ediyor, gözleri yaslarla dolu:
“Buyurunuz, geçiniz, bizim öcümüzü yerine getiriniz. Yabancı kral bu evden içeri, bizim bayrağımıza basarak girmişti; siz lütfedin, bu karşılıkla o lekeyi silin. Burası bizim şehrimizdir, bu ev sizin evinizdir, bu hak sizindir” diye yalvarıyorlardı.
Hiçbir durumda benliğini ve sağduyusunu kaybetmeyen civan mert insan; kendilerine en tatlı bakış ve sesi ile:
“O, geçmişte hata etmiş; bir milletin iskitlal'inin timsali olan bayrak çiğnenmez, ben onun hatasını tekrar edemem,” cevabını vermişti ve ancak bayrağı yerden kaldırttıktan sonra beyaz mermerlere basarak içeri girmişti...
* Soyak, Hasan Rıza; Atatürk’ten hatıralar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder