Cumhuriyetçilik
Cumhuriyetçilik; Devlet
başkanının belli bir süre için seçilerek iş başına geldiği devlet ya da yönetim
biçimidir.
Cumhuriyet yönetimlerinin
temeli seçimdir.
Egemenliğin halka ait olduğu
tek yönetim biçimidir.
Cumhuriyet rejiminde yasaları
koyacak kişiler, yani meclis seçim ile belirlenir.
Sınıf ve cins ayrımı olmaksızın
herkesin yönetime katıldığı yönetim biçimidir.
Kısaca halkın kendi kendisini
yönetebildiği, egemenliğin ulusa ait olduğu ve herkesin eşit haklara sahip ve
özgürce haklarını kullandığı yönetim biçimidir.
Milliyetçilik
Milliyetçilik, bireylerin ait
oldukları milletin varlığını ve birliğini sürdürmesi ve yüceltmesi için diğer
bireylerle ortak çalışam bilincine sahip olmasıdır.
Millet, aynı dili konuşan,
ortak bir geçmişi olan ve gelecekte birlikte yaşama duygusuna sahip olan insan
topluluklarına denir.
Milliyetçilik, kendi milletini
ve kültürünü yaşatmak ve onu yüceltmek için yapılan çabalar ve benimsenen
ilkeledir.
Her milletin bağımsız olup
kendi devletini kurmasıdır.
Her milletin kendi kendini
yönetmesi ve egemenliğin millete ait olmasıdır.
Her milletin kendi dilini,
yurdunu, tarihini, sanatını ve kültürünü yaşatmasıdır.
Halkçılık
Halçılık, bir milleti oluşturan
çeşitli meslek ve toplumsal grupları içinde bulunduran insanların, halk
tarafından halk içinde yönetilmesi.
Halk, bir ülkede yaşayan ve o
ülkenin vatandaşı olan herkese denir.
Halkçılık aynı zamanda millet
içindeki çeşitli insan gruplarının çıkarına ve yararına bir siyaset
izlemesidir.
Diğer taraftan halkın kendi
kendisini yönetmesi ve ülkede yaşayan herkesin kanun önünde eşit olması, hiçbir
toplumsal gruba ve sınıfa ayrıcalık tanınmamasıdır.
Devletçilik
Devlet, toplum halinde yaşayan
insanların, aralarındaki düzeni kurmak ve sürdürmek için oluşturdukları güce
denir.
Devletçilik, ekonomik alanda
doğrudan doğruya devletin müdahalesini öngören sistemdir.
Türkiye'de Cumhuriyet'in
ilanından sonra devletçi ekonomik sistem uygulanmaya başlandı. Bunun nedenleri
:
Halkın elinde yeterli sermaye
olmaması nedeniyle özel işletmeciliğin ülke ihtiyaçlarını
karşılayamaması.
Girişimci sınıfın yetersizliği
ve teknik eleman sıkıntısı.
Türk insanının daha çok tarıma
ve devlet memurluğuna eğilim göstermesi.
Devletçi ekonominin amaçları :
1. Devletin büyük işletmeleri
ve önemli hizmetleri doğrudan doğruya yerine getirmesi
2. Fiyatların piyasada arz ve
talebe göre kendiliğinden oluşmasına müsaade etmemesi.
3. Üretilen mamullerin fiyatını
belirlemesi
4. Ekonomideki hedeflerin beşer
yıllık planlar halinde belirlenmesi
5. Özel işletme ve devlet
işletmesinin aynı anda bulunması anlamına gelen "karma ekonomi"nin
benimsenmesi.
İnkılapçılık
İnkılap, bir halden başka hale
dönüşme, biçim değiştirme, devrim anlamına gelir.
Diğer taraftan, inkılap,
toplumların çeşitli alanlarda, toplumun ihtyaçlarına göre birtakım
düzenlemelerle birlikte yeni bir düzen getirmesidir.
Atatürk inkılapçılığı;
toplumsal ihtiyaçları karşılamak için kurallar koymayı, düzenlemeler yapılırken
izlenecek yol ve yöntemler belirlemeyi öngörür.
Laiklik
Laiklik; din ve devlet
işlerinin birbirinden ayrılması, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine
değil, akla ve bilime dayandırılması, fakat kimsenin inancına ve vicdan
hürriyetine karışılmamasıdır.
Devlet kurum ve kuruluşlarının
laikleşmesi aşamaları şu şekilde olmuştur :
1 Kasım 1922'de Saltanat
kaldırıldı.
3 Mart 1924'te Halifelik,
Şeriye ve Evkaf Vekillikleri ve medreseler kaldırıldı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu
kabul edildi.
1924 Anayasası'na "Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin dini İslamdır." maddesi eklendi.
10 Nisan 1928'de, anayasadan
"Devlet dini İslamdır." hükmü çıkarıldı.
1937 Anayasası'na "Türkiye
Cumhuriyeti Devleti laiktir." ilkesi konuldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder